Pazar, Şubat 19

Rosenbergler'in Onurlu Direnişiyle...

Böyle imzaladı Sunay Akın Ayçöreği ve Denizyıldızı kitabımı. 23 Ekim 2004 yılında TÜYAP Kitap Fuarında standlar arasında gezerken birden onu gördüm ve gidip hemen bir kitabını aldım. Sadece kitaplarının isimlerine bakıp rastgele bunu seçmiştim ki 11 tane farklı kitabı daha vardı. Amaç sadece tanışıp konuşmaktı tabi ki. Kısa bir sohbetten sonra imzaladı kitabımı: "Sevgili Sibel kardeşime; Rosenberglerin onurlu direnişiyle... Sunay Akın".

O an okumamıştım yazdıklarını. Çok mutlu olmuştum ve o mutluluğu hazmetmeye çalışıyordum. Evet şimdi biraz abartı geliyor ama hemen belirteyim daha lisedeydim. Sonra açıp okudum ve bir an donup kaldım Rosenbergler de kim diye. Bir köşeye sindim fuarda ve hemen açıp buldum o hikayeyi, başladım okumaya.



Ethel ve Julius Rosenberg çiftinin Amerika'da deli saçması delillerle Rus casusu olarak suçlanıp idam edilmesini anlatıyordu. 1950'de başlayan Kore Savaşı, SSCB ile süren soğuk savaş, ABD'de solcu avını başlatır ve Rosenberg çiftide bu avdan nasibini alır.

Hikayenin gerçek olduğunu söylememe gerek yok, Sunay Akın'ın gerçek olmayan bir şeyi anlattığına ben henüz şahit olmadım. Ayrıca hikayeyi Melih Cevdet Anday'ın Anı şiiri ile birlikte anlatması da (Rosenbergler için yazılmış) ayrı bir güzellik katmış.

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz vardı
Geceniz geliyor aklıma

Sevdiğim çiçek dalları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma

Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken o dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma

Ölümlerinden önce Rosenbergler'e suçu kabullenmeleri halinde idamın durdurulacağı ve çocuklarına kavuşacakları söylenir. Ancak Rosenbergler suçsuz olduklarını yinelerler ve eklerler " Peki ya suçsuzluğumuza inanan onca insan, onlar da bizim çocuklarımız değil mi? Satar mıyız hiç onları'.."



Bu sene Orhan Alkaya yönetmenliğinde Alain Decaux'un eseri Rosenbergler Ölmemeli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda sahneleniyor ve oyun çok güzel yorumlar alıyor. Fransız tarihçi Alain Decaux bu yargılamayı belgelerle ve tanıklarla ele almış eserinde. Rosenbergler Ölmemeli ismi ise dünyanın bir çok yerinde yapılan eylemlerden geliyor. İnsanlar ellerinde bu pankartlarla meydanları doldurmuş.

Çınar yayınlarından çıkan Ayçöreği ve Denizyıldızı kitabında tabi ki daha bir çok hikaye var. Cemal Süreya, Nazım Hikmet, Anne Frank ve daha nice şaşırtıcı hikayeler. Her bir hikayenin sonunu ise roman okuyormuş gibi merakla bekliyorsunuz.

Hiç yorum yok: