Pazar, Şubat 26

Değişik Kitaplık Tasarımları

Darmadağınık yaşayan ve genelde ortalığı toplama anlayışı "Çöpleri at, eşyaları üstüste istifle." olan bir insanım. Buna rağmen içimde derli toplu ve değişik duran kitaplıklara karşı büyük bir sevgi besliyorum.

İşi gücü böyle güzellikleri düşünüp hayata geçirmek olan tasarımcı insanları kıskançlıkla seyrediyorum açıkçası. Hayatını hayal kurmakla geçireceksin, hayallerini gerçeğe dönüştüreceksin ve bir de üstüne sana para verecekler? Oh ne ala memleket.

"Evimin baş köşesine koyabilirim." diyebileceğim tatlı bir tasarım, güzel bir düşünce baloncuğu.

Dream Bookshelf - Dripta Design


Her konuya "Çocuk yaşken eğilir." yakıştırmasını sokuşturan ukala insanlardan olmak istemem ancak kitap sevgisi konusunda sonuna kadar geçerli olan bir cümle. İnternete ve onun içerdiği sosyal medya ve online oyun platformlarına asla karşı değilim. Tam aksine, herşeye sahip olmamız gerektiğini savunuyorum. İnternete girip sosyal medyanın da dibine vuracağız (veya cs kasacağız, artık internetin hangi alt dalında vakit geçiriyorsak) kitaplara sarılıp dış dünyayı unuturcasına hikayelere de dalacağız.

Hızlı tüketim devrinin kurallarına şüpheyle bakarak yaşayan ve orta yollara inanan bir açgözlüyüm ben. Bu devrin en güzel tarafı şüphesiz bolluk içinde olmamız. İnanılmaz bir bilgi bolluğu var çevremizde. Gerek internet, gerek yazılan-basılan kitaplar... Herşeyi ortaya koymalıyız, önümüze sermeliyiz, muhteşem bir sofra donatmalıyız. Devrin anlayışından işte tam bu noktada ayrılarak orta yola giriyoruz: Sofradaki herşeyi bilinçsizce ağzımıza tıkmayacağız. Ziyafetimiz sabah oturup öğledensonra kalkılan, bol sohbetli, sevdiklerimizle çevrili bir pazar kahvaltı sofrası gibi olacak. Sindire sindire yiyerek, gülerek geçireceğiz vaktimizi ve mutlu bir şekilde çatlayana kadar yiyeceğiz. Zerre acele etmeden.

Çocukluktan kitap sevgisi aşılanmalı. "Haydi bu haftasonu kütüphaneye gidelim!" kavramı ne yazık ki bizde geçerli olan birşey değil. Küçük bir Alman köy-kasabasındaki büyük kütüphane hala gözümün önünde. Alt katın rengarenk boyanmış, oyunlar ve çocukların yaşlarına uygun kitaplarla doldurulmuş olması insanı aşırı duygulara sürükleyip yeri döve döve ağlamasına neden olacak kadar güzeldi. Yarı pusetli, yarı badi badi yürüyen ufak çocuklarını kapıp oraya getiren aileleri görmek daha da güzeldi.
Kütüphane kültürü eksikliğimiz var, bu bir gerçek.

Kitap fuarına olan ilginin yıldan yıla artması bilinç kazandığımızı gösteren bir etmen olabilir. İlgi artışını da matematiksel birşeylere dayanarak söylemiyorum, bu görüşümü her sene fuar ziyaretimde düzenli bir biçimde artan klostrofobi hissimle ölçerek dile getiriyorum.
Çocukların kitaba ilgilerini başlatmanın bir yolu da bu tür kitap fuarları. Ailecek gidilip çocuklara kitap hediye edilebilir, sonrasında güle-oynaya bir yemek yenilerek tüm gün tam bir aktivite haline getirilebilir. ("Zaten bütün hafta işte güçte canımız çıkmış bir de çoluk çocuğu kalabalık fuarlara götürüp aktivite mi yapacağız yahu?!" denilebilir. Denilebilir de, çocuk yetiştirmenin kolay olduğunu söyleyen olmuş muydu size daha önce? Hayır kimse söylemedi, çünkü kolay birşey değil. Bu gerçeğin farkında olmak için bizzat doğurmuş olmak da gerekmiyor.)

Tabii bu noktada fuar sahiplerinin dikkat etmesi gereken şey: Çocuk yayınları-kitapları için ayrı salon olmalı!!!! Gürültü-çocukların ezilme tehlikesi geçirmesi-çocukların yaşlarına uygun olmayan kitaplara saldırması(!?) ve daha nice rahatsız edici durum mevcut. Ona göre güzel dekore edilmiş, renkli, çocuklara kitabı sevdirecek özel bir kısım ayrılsa fena mı olur?

Evlerde de kitap sevgisinin gelişmesi için çaba gösterilmeli. Çocukların odasına böyle güzel kitaplıklar konsa çok daha heveslenmezler mi? Ben olsam bayılırdım! Bu yaşımda bile bayılıyorum. :)








Tree Bookcase by Shawn Soh

Alphabetic Bookcase - Lincoln Kayiwa

Need Not Arrange Anymore - Kim Jih-ye


Tabii tasarım adı altında ortaya çıkan herşeye bayılacağız diye bir kaide yok. Bazı tasarımlar "Olmasa da olurmuş yani." hissi yaratabiliyor insanda.
Benim gibi dağınık insanlara ithaf edilen bir tasarımmış "Need Not Arrange Anymore". Ancak kendimi kitapları buraya tıkarken hayal edemedim. Dönüş kapasitesi sınırlı bir değirmen gibi, ilginç birşey. Alır mıyım? Hayır. Bedava verseler? Belki.





Change - Chich-Chen Chien

"Sizinle birlikte büyüyen kitaplık!" sloganına sahip bir tasarım. Kitap aldıkça kaçak kat çıkarak büyütebiliyorsunuz kitaplığı. Düşünceyi çok sevdim. Adındaki değişimin hakkını veren ve herşeyden önemlisi genişleyerek yer kaplamayan bir kitaplık.
Evin genel havasına uyup uymamasına göre almayı hayal edebileceğimiz birşey bence.




Tasarım bloglarına fazlaca sardığım zamanlar oluyor. "Offf adamlara bak ne yapmış!?" nidaları eşliğinde bilgisayarın karşısında kendimden geçiyorum. Amaç sadece hayranlık duymak değil tabii. Değişik fikirlerle karşı karşıya geldikçe beyindeki nöronların yeni bağlantılar kurup yeni yollar açtığına inanan naif bir kişiliğe sahibim aynı zamanda.
Tüm tasarımları http://www.1designperday.com/ adresinden aldım ve hemen twitter hesabından takibe aldım kendilerini. Mide nasıl açlığını bastırmak için yemek istiyorsa nöronlar da aynı şekilde yeni fikirler, değişik düşünceler görmek istiyor.




Hiç yorum yok: